RESSAM BEDENLER
RÜYA AVLAYAN
RESSAM BEDENLER
( RÜYA AVLAYAN)




       Merhaba.
       Benim adım Rüya Avlayan.
       Daha önce tanışmıştık.
       Kendimi bırakıp insanların rüyalarında dolaşıyorum. Şahıslar umurumda değil, ben onların hayalleriyle besleniyor, karanlık dünyalarında nefes alıyorum ve iştahıma uygun olanı yutup, aklımda sindiriyorum.
       Şimdi algılarımı temizleyip, kim bilir kimlerin rüyalarını yaşayacağım?
       Merhaba, içeri girebilir miyim?

       İnsanlar bilmedikleri bir hayatta daha yaşarlar. Bilmezler ama kırıntılarıyla mükâfatlandırılırlar. Eğer rüyalar âlemini benim yaşadığım gibi görebilseydiniz, gerçek zannettiğiniz hayatın aslında kocaman bir yalandan ibaret olduğunu anlardınız zzzzzz.
       Hak ettiğiniz hayatın aslında rüya diye adlandırdığınız âlemde yaşandığını, şu an sürdürdüğünüz yaşantınızda anlayamayacaksınız. Siz sadece aklınızın yettiği kadarıyla yetinmek zorunda kalacaksınız. Eğer rüyaları benim gibi görebilseydiniz, muhakkak aklınızı kaybederdiniz.
       Şşşşş gerçek zannettiğiniz hayatta sadece bir ömür yaşarsınız ama rüyalarda binlerce ömrü istediğiniz an, istediğiniz uzunlukta ve istediğiniz şekilde yaşama lüksüne sahipsiniz.
       Ağır mı geldi?
       Tahmin ettim. Boş verin ve beni izlemeyi sürdürün. Ben sizin için zaten rüyalarınızı ziyaret ediyor ve size onlardan bir kırıntı sunuyorum.

       Şimdi kendimi bırakıp, tüm tecrübemle size enfes bir av sunacağım. Ben beslenirken siz beni seyredecek ve gerçekliğini aklınızın almayacağı bir dünyadan, bir damla hissedeceksiniz.

       Uuuuuu işte avımın kokusu burnuma ulaştı. 

       Hasta bir kadın görüyorum, insanlar etrafına toplanmışlar ve ağlıyorlar. Kadın yüz yaşındaymış gibi çökmüş. Gözlerini açıyor ve elini gençten bir adama uzatıyor. Adam hızla annesi olacak kadının yanın geliyor ve kulağını ona eğiyor. Bir süre kadının yaşlı ve hastalıklı sesini dinliyor. Annesi sessizce oğlunun kulağına, "canım çıkmıyor, bana yardımcı ol," diyor. Oğlu şaşkınlıkla başını kaldırıyor. Yüzüne acı bir şefkat çöküyor. Diğerleri ne olduğunu soruyor ama o cevap vermiyor. Ne yapması gerektiğini bildiği halde, bunu nasıl yapacağını düşünecek zaman arıyor.
       Oğul ayağa kalkıyor ve anasına dönüyor. Yaşlı kadın yalvaran gözlerle ona bakıyor. Odada nefes alan tüm mahlûklar ne olduğunu, kadının ne istediğini, aç bir merakla soruyorlar. Rrrrrr.  Oğul aldırmıyor ve odadan kararlı bir şekilde çıkıyor.

       Size söylemek istediğim tam bu işte. Rüyaların, gerçek zannedilen hayattan daha engin olduğunu söylüyorum. Ama ben ne kadar uğraşsam da, bunu anlamak istemeniz gerek. 

       Ağlaşan kadınları anlamıyorum. Yaşlı kadın ölmemiş ki, ölmemiş bir kadının yanında böyle ağlayanlar, o ölürse nasıl ağlarlar, düşünemiyorum. Yaşlı kadının bitkin oğlu bir süre sonra, büyük bir boy aynasıyla giriyor içeriye.

       Ooooo ilginç bir rampa tırmanıyor rüya. Ne olacağını bilmemek en az rüya sahibi kadar beni de cezp ediyor.
       Yaşlı kadının etrafında vızıldayan kalabalık, bir anda merakla uğuldanıyorlar. Bir boy aynası kimseye mantıklı gelmiyor. Sanki bu diyar mantığı kaldırabilirmiş gibi.
       Mantık safsatası sadece insanoğlunun yaşadığı yalan dünyanın bir zamkıdır. Mantık zavallı beyinlerin dizginidir. Rüyalar âleminde buna hiç ihtiyaç yoktur.
       Mmmmm burada sadece arzular ve hayal gücü vardır. Burada sadece yaşanabilirlik özgürce sunulur insana ve diğer varlıklara.
       Bu gece size çok fazla şey açıklıyorum. Umarım kimsenin akli dengesiyle oynamam.
       Boy aynasını yaşlı anasının yanına koyan adam, hızla odadan tekrar çıkıyor. Uzunca bir süre sonra genç adam, elinde tuval ve yağlı boya takımlarıyla içeri giriyor. Bütün malzemeyi yaşlı kadının yatağının yanına getiriyor.
       Ben bu rüyanın enfes olacağını söylemiş miydim?
       Kadın aynayı oğluna tutturuyor ve karşısına geçerek kendi resmini çiziyor. Oooooo. Gençlik resmi, ardından orta yaşlılık resmi ve sonunda yaşlılık resmi. Kadının yüzü gülüyor.
       Adam aynayı annesinin yanından alıyor ve odadaki başka bir kadına çeviriyor. Annesi önündeki tuvale o kadının resmini çiziyor. Rrrrrr resmi biten kadın yere yığılıp ölüyor. Adam aynayı bu sefer odadaki yaşlı bir adama çeviriyor. Annesi bu sefer önündeki tuvale o adamın resmini çiziyor ve adam da ölüyor.
       
       Devam.
       Odada çok fazla vızıldayan insan var. Yaşlı kadının oğlu boy aynasını odadaki tüm bedenlerin üzerine çeviriyor ve annesi bu bedenleri boyuyor. Sadece rüyalar âleminde olacak bir arzu yerine geliyor.
       Ölüm, karaktersiz bir sonla karşılaşmıyor.
       Yaşlı kadın oğlunu yanına çağırıyor "canımın çıkması için son bir beden resmetmem gerek bunu biliyorsun" diyor. Oğlu boynunu saygıyla eğiyor ve boy aynasını kendine çeviriyor.
       Bir anne, oğlunun sonu için, ömrünün en iyi renklerini kullanıyor.
       Sırf, canının çıkması için.
       Aaaaaa. Bu nasıl bir yaşanmışlık, bu nasıl bir rüya? Ben bile her gece bunlardan yaşadığım halde, hala bu enginliğe şaşırıyorsam, gerisini siz düşünün.
       Mantıktan arınmış bir yaşam için, bir başka gece görüşmek üzere.

       Daha fazla uzatmayacağım, çünkü sindirmem gereken bir lezzet var. Ben şimdi gidiyorum. Siz de gidin ve rüyalar görün. Ne görmeye çalıştığınıza karar vermeyin, ne görmeniz gerektiğine bilinçaltınız karar versin. Ben böylesini daha çok severim.
       Ben sadece onları ziyaret ederim.

       Benim adım Rüya Avlayan daha önce karşılaşmıştık.




       Erol Çelik
       02 Eylül 2012 Pazar