KARA KEDİ VE ŞİŞMAN BEBEK
RÜYA AVLAYAN
KARA KEDİ VE ŞİŞMAN BEBEK
( RÜYA AVLAYAN)




       
       Merhaba.
       Benim adım Rüya Avlayan.
       Daha önce tanışmıştık.
       Kendimi bırakıp insanların rüyalarında dolaşıyorum. Şahıslar umurumda değil, ben onların hayalleriyle besleniyor, karanlık dünyalarında nefes alıyorum ve iştahıma uygun olanı yutup, aklımda sindiriyorum.
       Şimdi algılarımı temizleyip, kim bilir kimlerin rüyalarını yaşayacağım?
       Merhaba, içeri girebilir miyim?

       Şşşş. Şimdi karanlık bir rüyadan çıktım ve aklımın bataklığında boğuluyorum.
       Bazen neden bu kadar ezildiğimi düşündüğümde, hiç bir cevap bulamıyorum. Sonuçta ben bir rüya avlayanım ve gördüğüm, yaşadığım rüyalardan besleniyorum. Ben, gördüğüm ve yaşadığım her ne olursa olsun, korkmamalıyım ve gerilmemeliyim, öyle değil mi? Ama öyle değil işte. Bu dünya, yani gerçek olan dünya, akıl almaz bir genişliğe ve ritme sahip. Size anlattığım rüyaların hemen hepsi, sizin gibi varlıkların akıllarının alabileceği şeyler. Size bundan fazlasını nasıl anlatabilirim ki?
       Anlatsam da anlayamazsınız ki? 
       Mmmmm. Anlamayacağımız şeylerse neden anlatıyorsun diyebilirsiniz. Çünkü bu dünyayı, yani rüya diye adlandırdığınız âlemin ne kadar farklı olduğunu aktarmaya çalışıyorum size. Evet, tam anlatamasam da, elimden geleni yapıyorum. Siz neden anlamaya çalışıyorsanız, ben de aynı sebepten anlatmaya çalışıyorum.
       Benim görevim rüya avlamak ve bütün bunları gizliden anlatıyorum size.
       Sanmayın ki burada rüya avlamaktan başka bir görev yok. Var. Var elbet. Burada o kadar çok görev var ki ve o kadar çok görevli var ki, tahmin edemezsiniz.
       Zannetmeyin bu dünyanın sizin yaşadığınız dünya gibi tek bir ömür olduğunu. Bu dünya aynı anda akıl almaz birçoklukta işliyor.
       Size bir benzetme yapmaya çalışacağım. Altmış yaşındaki bir insanın unuttuğu ve unutmadığı tüm anılarını toplayın ve aynı anda yaşamasını sağlayın. Böyle bir şeyi akıl kaldırabilir mi? Mümkün değil. Burası bir kişinin değil, yaşan bütün insanların anıları kadar çok hayatın yaşandığı bir yer.
       Uuuuu. Zorlamayın. Sadece dinleyin. Ben sizin yerinize avlanır, avladıklarımı sizin önünüze sunarım. Siz de beslenirsiniz, ben de.

       Şimdi sizi yakalamışken, biraz önce yaşadığım korkunç rüyadan da kopmak için, yeni bir ava çıkayım.
       Biraz sizin algılarınızı kirleteyim.

       Hazır olun.

       Hımmm. Bu çok bilindik bir rüya. Bir saniye daha bekleyin, başka bir yere doğru kayıyorum.
       İiiişte. Bir kara kedi görüyorum. Gözleri çok büyük. Sanki yıllarca uyumamış, sanki yıllarca aç kalmış. Çok büyük bir kumsal görüyorum, güneş batmış ama dalgalar sakin. Kara kedi denize bakıyor. Başka hiçbir şey yok etrafta.
       Hafif bir rüzgâr esiyor, kedinin tüylerini okşayan.
       Kara kedi pür dikkat denize bakmaya devam ediyor. Bir ara kulaklarını dikiyor ve başını kaldırıyor. Hızla koşarak dalgaların arasına dalıyor. Dalgaların içinde duruyor ve bekliyor.  Ölü bir balık görülüyor, ters dönmüş. Kedi, sakince ölü balığın kuyruğundan tutuyor ve sürükleyerek kumsala getiriyor. Balık çok ağırmış gibi kumun üzerinde derin izler bırakıyor.
       Mmmm. Size sıradan bir rüya gibi gelebilir ama tecrübelerim öyle olmadığını söylüyor.
       Kara kedi balığı taşıyor.
       Bir bebek görüyorum. Üç yaşında. Kumsalın ortasında oturmuş ellerini birbirine vuruyor. Şişman, çok şişman, çok fazla şişman. Kollarının altından etler sarkıyor. Rrrrr.
       Kedi sürüklediği balığı bebeğin önüne koyuyor. Kocaman gözleriyle bebeğe bakıyor. Onun yanağını yalıyor ve tekrar dikkatle denize bakmaya başlıyor.
       Şişman bebek, önündeki balığı alıyor ve yemeye başlıyor. Gözleri hala dışarıda, başka gelen balık var mı diye.
       Uuuu. Ben size güzel olacağını söylemiştim.
       Kumsalın biraz ilerisinde başka bir bebek ağlıyor. Ellerini birbirine vurarak öfkeyle ağlıyor. Onun önündeki, kocaman gözlü kara kedi sahile koşuyor ve ölü bir balık tutup ağlayan bebeğin önüne sürüklüyor. Bebek susuyor. Kara kedisinin getirdiği ölü balığı yemeye başlıyor. Kara kedi, görevini tamamlamanın huzuruyla mı yoksa anaç bir şefkatle mi bilinmez, şişman bebeğin yanağını yalıyor.

       Vay vay vay. En az ölü balık kadar lezzetli bir rüya bu.
       Kumsalın başka bir köşesinde, başka bir şişman bebek ağlamaya başlıyor, ellerini birbirine vurarak. Onun kara kedisi dalgalara koşuyor ve ölü bir balık yakalıyor.
       Başka bir bebek feryadı duyuluyor, başka bir köşede.
       Bir anda tüm kumsal görülüyor, yüzlerce şişman bebek oturuyor ve şişman bebeklerin kara kedileri, onlara ölü balıklar taşıyorlar. O kadar hızlı gerçekleşiyor ki her şey, karma karışıklık hâkim oluyor kumsala.
       Şişman bebekler önlerine konulan ölü balıkları hızla yiyorlar, koca gözlü kara kedileri onlara balık yetiştirmek için koşuşturuyorlar.
       Şişman bebekler, ellerini hızla birbirlerine vuruyor, daha fazla balık istiyorlar.
       Kumsal alkış sesiyle inliyor.

       Bir şişman bebek ayağa kalkıyor. Kara kedilerin hepsi oldukları yerde duruyorlar. Ooooo. Bütün kediler, ayağa kalkan şişman bebeğe bakıyorlar.
       Bebek yürümeye başlıyor.
       Kara kediler huzursuzca mırıldanıyorlar.
       Şişman bebek dalgalara doğru yürüyor. Bütün kediler hızla bebeğin önüne geliyor ve onun denize ulaşmasına engel olmaya çalışıyorlar. Etrafında dönüyorlar, ayağına bağ olmaya çalışıyorlar, mırıldanıyorlar ama bebek onları dinlemeden dalgalara doğru yürüyor. Şişman bebek kara kedileri görmüyor bile. Ellerini birbirine vurarak dalgalara yürüyor.
       Kumsaldaki diğer bebeklerde ayaklanıyor. İşte o an tüm kediler çığlık atar gibi tıslamaya başlıyorlar. Şişman bebekler daha hızlı ellerini birbirine vuruyorlar. Kediler çaresizce oradan oraya koşturuyorlar.
       İlk şişman bebek dalgalara ulaşıyor. Onun koca gözlü kara kedisi kumsaldan hızla kaçıyor.
       Diğer şişman bebekler de sırayla denize ulaşıyorlar.

       Şşşşş. Çok iyi bir lezzet yaşıyorum.
       Bütün bebekler artık dalgaların içindeler. Artık ölü balıkları kendileri yakalıyor ve yiyorlar. Her yakaladıkları balıkla denize doğru bir adım daha atıyorlar.
       Ortalıkta hiç kara kedi yok. Bebekler bellerine kadar suyun içindeler.
       Az sonra birer birer boğulacaklar.
       Denizin içi bir anda balıklarla kaynamaya başlıyor. İrili ufaklı balıklar, sanki bebeklerin daha fazla gelmesini engellemek için zıplıyorlar. Şişman bebekler yürümeye devam ediyorlar.
       Güneş doğuyor.
       Her yer ışık oluyor.

       Of be. Müthiş bir rüyaydı. Daha uzun sürmesini istemenizi anlıyorum ama rüya budur. Buraya kadar yaşanır. Daha fazlasını yaşamak için burada olmanız gerekir. Daha fazlasını istemek, bedelini ödemek demektir.

       Mmmm. Bu gecelik doydum. Beslendim. Artık sindirebilir ve dinlenebilirim.
       Şimdi gidin ve rüyalar görün. Bu gece başka bir rüya avlamayacağım.

       Benim adım Rüya Avlayan daha önce karşılaşmıştık.



       Erol Çelik
       6-9-2015